prof. Dr. Long: Astım tamamen kontrol altına alınabiliyor ve bu hastalar normal bir hayat yaşayabiliyor
prof. Uzun süredir devam eden hastalığa dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak amacıyla Mayıs ayının ilk Salı gününün “Dünya Astım Günü” olarak kutlandığını söyleyen Dr.
Astımın hem çocuklarda hem de yetişkinlerde sık görülen bir hastalık olduğuna işaret eden Uzun, etkili tedavileri olmasına rağmen dünyada sıklığı en fazla artma eğiliminde olan hastalıklar arasında yer aldığına dikkat çekti.
Hastalığın artmasından değişen çevre ve yaşam koşulları sorumlu tutulsa da kesin nedeninin ortaya konulamadığını belirten Uzun, “Astım, ‘modern çağın hastalığı’ olarak da adlandırılabilir. Hastalık bölgelere göre değişiklik gösterse de 10-12 kişiden birinde astım olduğu bilinmektedir.Bu sıklık çocuklarda bir ölçü daha fazladır.Ülkemizde 4 milyon, dünyada 300 milyondan fazla astım hastası olduğu varsayılmaktadır.Astım hastası yoktur. Mucizevi ilaç veya dünyanın herhangi bir yerinde hastalığı tamamen ortadan kaldırabilen başka bir tedavi.Tedavinin amacı, hastalıkla ilgili şikayetleri kontrol altına almak ve hastanın mümkün olduğunca normale yakın bir şekilde hayatını sürdürmesini sağlamaktır.”
Hastalığın belirtilerinin uygun ilaç kullanımı ve astımı tetikleyen durumlardan kaçınılması ile kontrol altına alınabileceğini belirten Uzun, şöyle devam etti:
“İnsanlarda bu hastalıkla ilgili bazı ön yargılar var. Hastalığa yakalandığını ilk öğrenenlerde ciddi bir moral bozukluğu oluyor. Bu hastalıktan hiçbir zaman kurtulamayacaklarını, solunum spreylerine ihtiyaç duyacaklarını düşünüyorlar.” Bu moral bozukluğu, hastalıklarının daha da ilerlemesine ve muhtemelen ilaç kullanmamalarına yol açabiliyor.” Ancak bu korkular tamamen yanlış, astım tamamen kontrol altına alınabiliyor ve bu hastalar normal bir hayat yaşayabiliyor. Astım hastası olimpiyat şampiyonu yüzücüler, futbolcular ve müzisyenler var. Bu hastalık bir yaşam biçimi.”
İlacın doğru ve düzenli kullanımı önemlidir
Uzun, her hastalıkta olduğu gibi astımda da hasta eğitiminin önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Astım ilaçları alışılagelmiş hap ya da iğnelerin aksine çoğunlukla inhalasyon yoluyla kullanılıyor. Hava yolu ile birden fazla kullanıldıkları için hastalar bunu ilaçlarının ortasında bile düşünmüyorlar. Bunun asıl amacı hem hasta akciğerlere ulaşmak. doğrudan ve kana karışarak oluşabilecek yan etkileri azaltmak için kullanılır.Bu nedenle astım ilaçları sanılanın aksine ağızdan veya damardan kullanılanlara göre çok saf ilaçlardır.
Başka bir şüphe götürmez endişe, astım ilaçlarının alışkanlık oluşturmasıdır. Astımda iki grup ilaç vardır. Birinci kümede yer alan ilaçlar, hastalığın uzun süreli kontrolünü ve hastalığa bağlı semptomların ortadan kalkmasını sağlar. Böylece hastalığa bağlı gelişebilecek komplikasyonların önüne geçilmektedir. İkinci gruptakiler inhalanlardır. Bunlar hastanın birkaç dakika içinde nefesini açmasını sağlar. Hataların sıklıkla yapıldığı yer burasıdır. Hastalar nefeslerini hemen açtıkları için nefes kesici ilaçlarını sık kullanırlar ancak etkisini hemen görmedikleri için temel hastalığı kontrol altına alacak ilaçları ihmal ederler. Bu bir kısır döngü yaratır. İlaçlarını aldıktan kısa bir süre sonra tekrar nefes darlığına neden oluyor.”
prof. Dr. Uzun, Dünya Astım Günü’nün bu yılki temasının “Astımda doğru teşhis ve gerçek tedavi için el ele” olduğunu ifade ederek, “Dünyada ve ülkemizde bu hastalığın tedavisi için gerekli her türlü ilaç var. • Astım hastalarının uygun ilaç tedavisi ve eğitimi hastalığın önlenmesi için gereklidir.Kontrol edilebilir ve astımlılar hastalık tarafından kısıtlanmadan yaşamlarına devam edebilirler.Hastalığın doğru teşhisi için şikayetlerin özellikleri, fizik muayene , akciğer grafisi ve solunum fonksiyon testleri hastalığın doğru teşhisi için yeterlidir.” dedi.